HAFTANIN MAKALESİ-ANAYASAL IRKÇILIK

HAFTANIN MAKALESİ-ANAYASAL IRKÇILIK

Danıştay, BDP Genel Başkanı Selahattin Demirtaş'ın "sivil itaatsizlik" eylemleri kapsamında kızı Delal Demirtaş'ın 'andımızı okumaktan muaf tutulması talebiyle ilgili istemi reddetti

Andımız'ın ırkçı bir söyleme sahip olduğu, zorla okutulduğu, tercih hakkının kaldırıldığı ve uygulamanın yasal dayanağının bulunmadığı iddialarını da içeren başvuruyu reddeden Danıştay, kararında Anayasa'nın "Türklük" kavramını açıklayan 66. maddesine ve Atatürk ilkelerine vurgu yaptı. Danıştay, anayasa gereği, "Türkiye Devleti'ne vatandaşlık bağıyla bağlı olan herkesin Türk olduğuna" işaret ederek, Andımız'ın yeni nesillere, "Türk Devleti'nin ve milletinin bir ferdi olma onurunu ve hazzını yaşatmaya yönelik" metin olduğunu vurguladı

Bu durum; Türklüğün sadece bir kimlik anlamına geldiği ve etnik unsur içermediği sonucunu ortaya çıkarmaktadır.Yani Türklük Sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan Ve vatandaşlık bağı ile bağlı olan değişik ulusların ortak adıdır.Bu anayasal Türklüğün, Türk diye nitelendirilen Kırgız,Türkmen. Kazak,Özbek’lerle hiçbir ortak bağı yoktur.

Ahval böyle iken devletin resmi politikasının, sınırların ötesinde yaşayan ve Türkçe konuşanları “SOYDAŞ” kabul etmenin mantığını anlamış değilim.Bu mantığa göre devlet: Anayasal suç işlemektedir.

Yani devlet anayasasıyla çelişmektedir. Hem, anayasa gereği Türklüğün sadece Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşayan ve vatandaşlık bağı ile bağlı tüm etnik unsurların adı olduğunu söylemekte, Hem de Türkiye Cumhuriyeti sınırları içinde yaşamayan ve vatandaşlık bağı olmayanların adının da Türk  olduğunu kabul etmektedir.O yetmezmiş gibi onları “Soydaş” ilan edip; Tarihi köklerini de anayasa gereği Türk olmayanlara dayandırmaktadır.

Anadolu Coğrafyasına bir zamanlar egemen olmuş olan Lidyalı,Frigyalı, Bızanslı Kürt ve Ermenilerin anayasa gereği Türk kimliği ile açıklanmasına mantıklı bir kılıf uydurulabilir ama Ortaasyalı muamelesi görmesinin mantığını ırkçılıktan başka hangi dille ifade edebiliriz.

Anadolu’da yaşamış medeniyetlerin nesli orta Asyalı değildi ki… Buhar olup uçmadılar da. .Ortaasya’dan gelenler kendilerinden önce Anadolu’da yaşayanları toplu katliamdan mı geçirdi? Yooo….Peki hepsini süpürüp Amerika’ya mı döktüler? Yoooo… O halde Ortaasya’dan gelenlerden 10-15 kat daha fazla nüfusa sahip olanlar hiç evlenmediler mi?Nesilleri çoğalmadı mı?sorusunun cevabı “Evlendiler de, Çoğaldılar da” olacak..İşin gerçeği Ortaasya’dan gelenler belki egemen oldular ama kendilerinden önce bu topraklarda yaşayan kavimlerin nüfusunu asla geçemediler.Bu gün de durum pek değişmemiştir…Bu gün Türkiye de yaşayan nüfusun yüzde kaçı Ortaasya kökenli ki…?

Durum böyle iken Selahattin Demirtaş’a anayasayı dayatan mantık vatandaşlık bağı ile bağlı olmayan;Hatta,haritada Türkiyenin yerini dahi bilmeyen Uygurlara Türk deme gerekçesini neye dayandırdığını anlamak mümkün değildir.Onlar Gerçek Türk ise,Anayasal Türklük neyin nesi oluyor?

Sunu söyleyebilirler..Türkiye’de yaşayan bir kesimin akrabası oldukları için onlar “Soydaş” Kabul edilmektedir. O zaman sorarlar adama.Türkiye’de yaşayan bir kesimin akrabaları da Irak’ın kuzeyinde yaşamaktalar. Bu durumda Barzani de “ Soydaş” olmuyor mu?

Olmaz tabi nasıl olsun ki…. Bu ülkede Kürtlerin nesi var ki akrabaları da “ Soydaş “ olsun..Ayrım yok diyenlere bu yeterli cevap değil mi?

Sonuçta, standartları farklı olan bir devlet anlayışında Selahattin Demirtaş’ın talebi asla kabul görmeyecektir.Ama bu talebin gerek ahlaki,gerek vicdani ve gerekse insani olmadığını kim iddia edebilir.?

                                                              Seyfettin ESİN