HAFTANIN MAKALESİ-GÜNAHKAR SEÇİM

HAFTANIN MAKALESİ-GÜNAHKAR SEÇİM

GÜNAHKAR SEÇİM

Türkiye’de  BDP ye karşı ortak bir cephe açılmış durumda .Karalama cephesi…Cephede kimler yok ki…Asker,polis yani devletin yanı sıra,bazı STK lar,Yargı,siyasi partiler ve medya  el ele…El birliği ile BDP yi karalamak için elinden geleni ardına koymuyor.En büyük görev de medyada.

Bir tarafta ortam gerilsin diye operasyonlara hız verilmekte. Suriye’de muhaliflerin üzerine yapılan baskılar misali BDP çadırları polislerce yerle bir edilip çocukların taş atmaları için gerekli ortam hazırlanmakta.

Tam o sırada medya görevini yerine getirmek için saniye,saniye  taş atan çocukları kare,kare görüntülemekte…Bununla BDP’nin ne denli şiddet yanlısı olduğunu işlemektedir.

Eminim Libya’da da,Suriye’de de aynı senaryo anlatılmaktadır. Yönetenlerin ne kadar haklı ve muhaliflerin ne denli şiddet yanlısı oldukları gibi…. Hatta halkın üzerine keskin nişancılarca açılan ateşin nasıl bir haklı gerekçeye dayandığını da…Gerçi faili meçhullerde kimse bizimle yarışamaz ama; silahsız masum insanların üzerine ateş açıp sindirme mantığı ülkelerin adı değişse sonuç değişmiyor

Tv’yi açıyorsunuz, başbakan Muş’ta haberi. Elinde mikrofon hitap eden başbakanı en güzel şekilde çekmek ve kalabalığı biraz daha fazla göstermek için tüm kamera hileleri kullanılmakta ve haber saatlerce sürmekte… Başbakan da sanki aynı haktan BDP de faydalanacakmış gibi haktan hukuktan söz etmekte. Sanki kendisini bu kadar titizlikle görüntüleyen medyanın bir gün sonra aynı meydanda miting yapacak olan BDP yi de aynı titizlikle görüntüleyecekmiş gibi.

Biz de yedik. Eminim başbakan da yarışın ne denli adil olmayan şartlarda gerçekleşmediğini biliyor. Ama işine gelen tarafını kullanıyor. Yalnız haktan hukuktan söz ederken yüz ifadesine bakıyorum o titizlikle çekilen kamera görüntülerinde yüzü kızarıyor mu diye. Ne yazık ki hayal kırıklığı yaşıyorum. Zerre kadar kızarıklık yok.Pişkinliğin bu kadarına da, pes doğrusu.  Sanırım başbakan eşit şartlarda yarıştığına inanıyor. Yoksa yüzü kızarırdı diye düşünmeye başlıyorum.

Bir siyasinin uçkurundan medet beklemek acziyetin ve basitliğn göstergesidir. Açıkçası ben İslami bir kimlik taşıyan başbakandan böylesi bir sıradanlık beklemiyordum Elinde mikrofon çoluk çocuk yaşlı genç kadın aldırmadan bağıra çağıra bir insanın uçkurundan oy çıkarma hesabında… Allahaşkına hamamda göbek taşına oturmuş dedikodu yapan mahalle kadınlardan ne farkı var bu anlayışın.

MHP de de benzer kasetler ortaya çıktı. Belli ki seçim öncesi bir yerlerden servis ediliyor. Okyanus ötesinden de olabilir. Zira çok güçlü bağlantılar olmazsa bu kasetler kolay,kolay çekilmez.

Görünen manzara şu.BDP  şiddet yanlısı. CHP ve MHP uçkur düşkünü…. AKP ise tertemiz diye lanse edilmekte. Peki AKP lilerin kasetleri yok mu? Belki de vardır. Vardır ama okyanus ötesinden servis edilmediği için biz bilmiyoruz.Bir daha aday gösterilmeyen milletvekillerinin suskunluğuna bakınca kasetlerle tehdit edilmiş gibi bir ifade ortaya çıkmaktadır.

Bana sorarsanız kaset olaylarını,YGS deki hırsızlıktan daha namusluca buluyorum.En azından çalınmış,milyonların emeği ve alın teri yok.Bu olay namussuzluk tamam.. Peki,Kayseri Belediyesi ve TOKİ deki Ahlaksızlığın Kaset olaylarından daha namusluca olduğunu kim söyleyebilir.

Zina suçu ile recmedilecek kadına “İlk taşı, günahsız olanınız atsın.” Denilmiş te taş atan kimse bulunamamış olayından hareket edersek; ne yazık ki son taşı atacak tek kişi Recep Tayyip Erdoğan’dır