Listeler açıklandı.Listelerin açıklanmasıyla birlikte pek te kısa süreli olmayan şoklar yaşandı memlekette.O kadar farklı beklentiler vardı ki, resmen hayal kırıklıkları kapladı yüzleri.Anti demokratik bir mantığın egemen olduğu listelerde buram buram diktatörlük koktu. “Halk umurumda değil.Ben böyle istiyorum.” dayatmasının öne çıktığı listelerde halkın beklentileri dikkate bile alınmadı.
Sanırım halka, hala koyun gözü ile bakılmaktadır.(Daha önceki seçimler göz önüne alındığında pek te haksız sayılmazlar.) Biz bu listeleri halka dayatırız.halk ta kuzu kuzu seçer.Biz emperyalizmin çıkarlarına uygun kanunları çıkarırken bunları robot gibi kullanırız zihniyeti sözde demokratik bir uygulama olan seçimlerde antidemokratik bir gerçek olarak yerini almıştır.Halkın “Ben şunu vekil görmek istiyorum” beklentisi yerine “Hayır bunu seçeceksin” zorlaması söz konusudur bu listelerde.
Garip olan:12 Haziran seçimleri için AK Parti’den akrabası aday adayı olanlar,daha düne kadar Tayyibi yere göğe sığdıramazken, adamı aday gösterilmediği için yerden yere vurmaya başladılar. Ölümüne Ak Parti diyenlerin suratında kocaman bir kızarıklık oluşmuş utançlarını bir türlü ifade edememenin şokunu yaşamaktadırlar.
Eeee ... Rant bu. Bazıları için vekil olup iktidarın nimetleri paylaşma umutları tükenmiştir. Hayal ettiği rantı şimdi seçilme ihtimali olan başka bir aday yandaşlarıyla paylaşacaktır. Belki de Vekil olup ardından bakanlık bile alabilecektir. Tüh..! yazık oldu..Oysa bu hayalleri hep kendisi kurmuşrtu.Şimdi bir başkası geceler boyu kurduğu bu süslü hayallerinin sahibi....
Böylesi bir durumda şerefli insanlar ne yapar? İntikam alır diye düşünebilirsiniz. Bence, intikam ilkel bir kavram.Bu yüzden intikamı en son düşünmek lazım.Tabi söz konusu ettiğimiz şerefli kişiliğe sahip insanlar olduğu için intikam yerine “Adam gibi” düşünmeyi tavsiye ederim. Adam gibi düşünenler de şu soruları sormalı kendine
Benim yerim neresi?
Beni adam yerine koymayanı ben adam yerine koymalı mıyım?
Şeref,haysiyet kavramları ranttan daha mı değersiz?
Haksızlık içinde Nemrut mu kalmalıyım, yoksa zulmün karşısında ibrahim mi?
Ak partide zevk ve sefahat içinde yaşayan Ebu Süfyanmı olmalıyım yoksa, BDP de işkence gören Bilalé Habeşi mi?
Bu soruları açık yüreklilikle sorabiliyorsanız kendinize doğruyu bulmuşsunuz demektir.
Gelin kendimize bir iyilik yapalım. Yaşamın onurlu yüzü ile tanışalım artık.Belki eziyetli bir yaşamı seçeceksiniz ama başınız hep dik kalacaktır
