Patnosta Belediye Trajedisi 1

Gerçekle alakası olmayan binlerce olay anlatır.Ve “Bir varmış bir yokmuş” diye başlar masallar .Peri kızları vardır masallarda.Ve nedense çok güzeldirler bu peri kızları.Sonra acımasız devler,ejderhalar (Bizim masallarımızda ziha diye geçer)ardı ardına rol alır masallarda.Nerden esti bilmiyorum.Belki de belediyenin halka yaklaşımı bu belediye masallını yazmamı dayatıyor olmalı belediyenin o, halkın sadece %5’inin “Muhteşem” dediği hizmetlerini alamadığım bir coğrafyada
     Masallarda olağan üstü olaylar yaşanması normaldir.Belediyelerde de olağan üstü olaylar yaşanır.İhale yolsuzlukları.Adam kayırmalar.Oy vermeyenlere hizmet zulmü gibi.Bunları da genel akış içerisinde normal sayalım.Yalnız bir şey var ki;Mesele,masallarda bile olmayan saçmalıkları aşıyor ise durup düşünmek lazım.Yüz bin nüfusu aşmış bir şehirdeki insanların birbirlerinin arazisine ortak edilmişse ve bu durum bir karış toprak için kardeşini acımadan öldüren bir coğrafyanın insanlarına dayatılmışsa ve bu durumu dayatan mallesef o coğrafyanın insanı olan bir belediye başkanı ise şaşırıp kalıyorsunuz. Ne yapıyor bu adam?Halkı birbirine kırdırmak mı niyeti?Dedesinden, babasından miras kalmış evinin bir köşesine hiç tanımadığı bir insanla ortak yaşamanın mantığını hangi sağır vicdan cevaplayabilir.
      Bu masal,aslında diğer masallara pek benzemiyor.Çünkü her masalda bir kahraman vardır ve devleri yenerek mutlu sonu hazırlar.Oysa bu belediye masalında mutlu son mallesef yoktur.Çünkü masalın kahramanı devin kendisidir.Yani Kaf Dağı değil,o dağda yaşayan devlerdir.
     Patnos belediye masalına beraber bir göz atalım mı?
     1937 de ilçe olmuşuz.Erciş’ten Dedeli,Malazgirt’ten Sultamut (Doğansu),Adilcevaz’dan da Sarısu (Axtepe) yi bize bağlamışlar.Yüz ölçümü göz önüne alındığında bayağı da büyük bir ilçe olmuşuz.Ama ne ilçe…Allah nazardan saklasın.
     Toplam nüfusu 2000’i geçmeyen. Qeretaxım (Yarım kubbeli) evleri, şehir meydanında toplanan “garanı”ve her sabah tandırların yakılması ile semalarını beyazımsı bir tezek dumanı bürüyen çiçeği burnunda bir ilçe.İlçe olunca Patnos. Alalacele belediye de kurulsun demişler.Ve böylece 2008 yılını yaşadığımız bu güne dek kimsenin “Allah razı olsun” demediği ve her döneminde feodalitenin,baskının hoşgörüsüzlüğün egemen olduğu Patnos belediyesi kurulmuş.
      Her şey iyi güzel de.Yeni kurulan bu belediyeye bide başkan lazım olmuş.Asıl sorun işte o zaman başlamış. Tıpkı “Vizontele” filmindeki olaylar sahneye konulmuş Patnos’ta.
-İyi de devlet verdi bu (vizonteleyi Pardon) belediyeyi.Biz bunu nasıl çalıştıracağız?
-Başkan(Reis),ne iş yapar bileniniz var mı?
-Şimdi bu belediye denen şey başımızı derde sokmasın mı? Sorularının bini bir para.Herkesin kafası karma karışık
       En son Seyda’ya gitmiş olmalılar.Ve Seyda da “Gavur icadıdır.Başımıza taş yağacak” demiştir. Vizonteleden kurtulmamız lazım der gibi bu belediyeyi istemiyoruz lar da başlamış olmalı o zamanlar.Fakat sıkar biraz.O dönem İsmet Paşa diktatörlüğünün hüküm sürdüğü günlerdir.”Jınık getir kevani,yiyelim şu nani.” Türkçe’sinin sıkça konuşulduğu o dönemde sesler oldukça cılız çıkmak mecburiyetindedir.Seyda ise ne yazık ki bu günkü “Yer Tanrısı” konumuna henüz ulaşmamıştır. Yani  anlayacağınız, arapsaçı gibi karma karışık bir durum var.
       Ortada bir “Vizontele” var.Ama nasıl çalıştığını ya da çalıştırılacağını bilen yok Seydaya kalsa “Elfé ser ed,cim da secet ebcet.ten ötesi haram ve yanlış.Halka baksan bişey bildiği yok. Devlet “Vizontele”misali kurmuş bi belediye.Alın ne haliniz varsa görün demiş gibi garip bir durum yaşanıyor o zamanların Patnos’unda.Sonunda “Deli Emin” örneğindeki gibi,”Okumuş,çağdaş demokrat ve ileriyi gören biri olması lazım demiş olmalı birileri ama,o dönemde modernleşme kalkınma altyapı gibi kelimelerin sözlükte anlamı bulunmadığı için kimse bu söylenenleri anlamamış.ve belediye ile başlayan trajik dönemler o günden itibaren Patnos’a kader diye yazılmaya başlamış.
      Haftaya Aşiretler,İhsan’lar ve Evdılxalıq dönemleriyle devam edecek.
                                                                                Seyfettin Esin