Benim adım yok

 

Bir adım olmalı herkes gibi benimde.Doğumun hemen ardından kulağına ezan okunarak söylenen.Adımı söylediğimde “Adınla yaşa.” denilen bir adım.Doğadaki tüm varlıkların taşıdığı kadar anlamlı ve bilindik bir adım olmalı benim.nasıl ki maymunun,ağacın, taşın, toprağın hatta yılanın, çıyanın bir adı varsa benim de bir adım olmalı..Çok şey istemiyorum değil mi?

Çağırıldığında dönüp baktığım,”Efendim” ya da “Buyurun O benim. ”diyebildiğim… Sorulduğunda, ”Ha…. O mu? İşte şu” denilen ve gösterilen biri olmalıyım ben de herkes gibi. Yani bir adım olmalı benim.

Mektuplar dağıtıldığında benim de adım okunmalı,Mapustaysam bile, gardiyanlar adımla çağırmalı.Yargılanırken hakim adımı sormalı benim. Hatta olsun.İcralık olmalıyım adımın olmadığı bir dünyada.Borçlu olayım da, tek adımı söyleyerek bulsunlar beni istiyorum. O ya da bu olmak ne kadar kötüymüş meğer.

Uzayda parlayan nesnelere yıldız,gökteki beyazımsı kümelere bulut,kafama düşen ıslak damlalara yağmur,ayaklarımın altında dolaşan minnacık böceklere karınca demişler de, bir benim adım yok neden? Mikroskopta bile görünmeyen varlıklara amip,toprakta biten uzunca bitkilere ağaç ve o ağacın dallarında yeşeren küçücük parçalara yaprak adını takanlar beni neden unuttular?Yoksa ben gerçekten yok muyum?Yoksa onlar kör de,ben mi farkında değilim,kör olduğunun onların?

Bir adım olmalı herkes gibi benim de.Artık şu ya da bu diye anılmak istemiyorum.Bir adım olmalı benim.Hoca ya da Haydar’ın oğlu veya Patnoslu gibi adlarla anılmak istemiyorum artık.Bir adım var benim zaten.Seyfettin….Seyfettin diye bilinmek istiyorum.Hatta Seyfettin de az gelir.Seyfettin Esin olarak hayatımı sürdürmek istiyorum.Seyfettin Esin’in kim olduğunu dedesinin.dedesinin en büyük dedesinin kim olduğunu bilmek istiyorum. Kökenlerinin nereye dayandığını bilmek istiyorum.

Kendimi bulmak istiyorum.yüreğimde saplanmış olan Ninova hasretinin nereden kaynaklandığını bilmek ve nüfus cüzdanıma yazılan memleketimin ötesindeki asıl memleketimin neresi olduğunu öğrenmek istiyorum.

Ormanlarda yaşayan onlarca ağaç adını bilirim ben. Çam, gürgen, ladin, köknar meşe gibi.Fakat onların bana yabancı olduğunu, dallarında kargaların yuva yaptığı kavak ağacının gölgesinde büyümemden biliyorum…

Dünyada esamesi okunan o kadar çok millet varki.. İngiliz. Fransız, Alman, Rus, Arap, Hindu ve Japon gibi. Öyle ise ben kimim? Kökleri Ninova’nın yıkık duvarlarındaki muammada saklı olan benim de bir adım olmalı. Asur, Babil, Akad, Pers ya da Med… Ya da tümünün ötesinde bambaşka.Yep,yeni bir ad...

Benim de bir adım olmalı.Öyle değil mi?

 

                                                         Seyfettin Esin