Unuttum Seni

 

Unuttum seni biliyor musun? Unuttum…Artık gündüzleri ve sadece birkaç kez hatırlıyorum seni.O da çok kısa sürüyor. Boğazıma düğümlenmiş gibi çektiğim yutkunma sıkıntılarım da, yutkunmanın hemen sonrasında sol tarafımda beliren ve beni iki büklüm bırakan kalp sıkışmalarım da  kalmadı. Beynimin içinde dolaşan hayalini seçemiyorum artık. Bazen gözlerini hatırlıyor gibi oluyorum ama yüzünü kaşını dudaklarını seçemiyorum. Anlayacağın resmin de net değil eskisi gibi..Unuttum seni

Vejeteryan değildin ama sulu yemekte eti pek sevmez, çatalın ucu ile ağzıma uzatırdın ya sevdiğimi bilerek tabağındaki etleri… Eskiden her yemeğe oturuşumda belki on kez geçerdi bu davranışın gözlerimin önünden. Kafamı iki yana sallayarak bir yandan çatalın ucundaki ete bakıp diğer yandan kendi kendime gülmeme tuhaf,tuhaf bakan bakışların şaşkınlığına aldırmadan seni düşünürdüm ya…. Artık düşünmüyorum..Yemekten sonra bir şey eksik diye kafamı kurcalayan soruların cevabını ararken senin, çatalı ağzıma uzatıp beslemeni unuttuğumun cevabını buluyorum. Artık çok iyi anlıyorum. Unuttum seni.

Telefonuma düşen cevapsız çağrıların gizeminde seni aramıyorum artık.Hatta beni hala yokluyorsundur diye düşünmüyorum bile.Ve her çağrının ardından kurduğum hayallerin hiçbirisini kurmuyorum..Çağrılarınla anlatmak istediklerini kağıda kaleme sarılıp döktürmüyorum süslü sözcüklerle.Unuttum seni.

Seninle aynı adı taşıyan biri ile karşılaştığımda sendelemiyorum.Dilim dolanmıyor artık. Peltekleşmiyor anlayacağın. Hata “Aaaa seninle adaş çok değer verdiğim, sevdiğim biri vardı.” demek aklımın ucundan bile geçmiyor. Adının geçtiği yerde saatlerce kendime gelemediğimi düşünüyorum da…  Tek bir cevabı var bunun. Unuttum seni

Seninle ayrıldığımız o ilk anı hatırlıyorum şimdi. Kıyametin kopuşu o an gibi şiddetli olur mu,olmaz mı bilemem ama,Yıkılışımda beni teselli etmeye çalışanların,” Şimdi zor gibi geliyor ama,unutursun.” Sözlerinin ne denli gerçek olduğunu fark ediyorum hayretler içinde. Çünkü imkansız bir şeydi seni unutmak. Şah damarımda atıyorken seni yok saymak,son atması olurdu yorgun kalbimin. Seni içimden çıkarmak; Pimini çektikten sonra yutulan bir el bombasından başka bir şey değildi ki.Ama olmadı.Ne içimde patladı o pimi çekilmiş bomba,ne de çalışmaktan vazgeçti yorgun kalbim.Dim dik ayaktayım işte. Unuttum seni

Belki inanmayacaksın ama,unuttum seni

Unuttum.